Tradutor - Translator - Çevirmen - Übersetzer - Traductor

sexta-feira, 16 de julho de 2010

Tarkan evladı gibi Zeki Müren’i hiç affetmedi

Nurdeniz ERKEN


Sanat müziğinin duayeni Müzeyyen Senar'ın başka sanatçılar üzerinde de etkisi büyük... Senar'ın Bülent Ersoy ve Tarkan'ı evladı gibi sevdiğini Sezen Aksu şarkılarına bayıldığını belirten yakın dostu Radi Dikici, şunları söylüyor: "Zeki Müren, rica edip Senar'ın kadrosuna girer. Senar'ın doğum gününde ise 'Başka gazinoyla anlaştım' deyip, kutlamaya katılmaz. Bu gidişi Senar asla affetmez"
Müzeyyen Senar'ın Türk Sanat Müziği tarihinde bir mihenk taşı olduğunu anlatan Radi Dikici, Diva'nın daima az sazla şarkı söylemeyi tercih ettiğini aktarıyor. Dikici onun bu tercihini kendi ağzından açıklıyor: "O her zaman 'Az sazla şarkı söylemeyi daima tercih etmişimdir. Çünkü dinleyici herhalde saz değil de şarkı dinlemeye gelmektedir. Sazın katkısı gayet tabii inkâr edilemez. Ancak, şarkı sözlerini ve içinizdeki duygu yükünü dinleyiciye aşırı yüksek volümlü bir saz refakatinde ulaştıramazsınız. Sahnedeyken benim şarkı söyleme şeklimi bilen saz heyeti, sayıca ne kadar fazla olursa olsun, asla benim önüme geçmemiştir. Bu yüzden onlara hep minnet duymuşumdur' der. Müzeyyen Hanım bağırarak şarkı söyleyenlere de her zaman kızar. Bülent Ersoy'u da bu nedenle azarladığı olmuştur."

* TARKAN'I EVLADI SAYAR SEZEN'E BAYILIR


Zeki Müren, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses gibi sanatçılarla yakınlığı bilinen Müzeyyen Senar genç isimlerden Tarkan ile de sıkı bağlar kurar. "Tarkan'ı evladı sayar. Tarkan da onu hiç ihmal etmez" diyen Dikici, "Rahatsızlandıktan sonra da arayıp hatır sormayı ihmal etmedi" ifadesini kullanıyor. Diva'nın Sezen Aksu'yu çok sevdiğini de sözlerine ekleyen Radi Dikici, "Onun şarkılarına bayılır. Çoğunu ezbere bilir ama hiçbir zaman söylemez. Yalnız kaldığımızda burada oturur bazen mırıldanırdı ve ben de şaşırırdım" diyor.

* HER ZAMAN BÜLENT ERSOY'U TERCİH EDER


Senar'ın Bülent Ersoy ve Zeki Müren ile dostluğu da her zaman merak edilir. "İkisi arasında bir seçim yapması gerekse her zaman Bülent Ersoy'u tercih eder" diyen Radi Dikici, "Bülent Hanım'ın onu kıran sözleri oldu ama her zaman onu bir evladı gibi benimseyip affetti. Bunu hep dile getirir. Evlatların hata yapabileceğini ve ona düşenin affetmek olduğunu söyler. Bülent Hanım da her zaman Senar'ın gönlünü almayı bildi" diye konuşuyor.


* ZEKİ MÜREN'E GÜVENMEZDİ


"Zeki Müren de Senar'a hayrandı. Programını bitirene kadar kuliste oturup onu dinlerdi" diyen Dikici, ikilinin arasını açan olayı ise şu sözlerle anlatıyor: "Senar ile Zeki Müren 1948'de Bursa'da tanışırlar. 1956'da Müzeyyen Senar, Bebek Gazinosu'nda program yaparken Müren gelip kendisini kadrosuna alması için ricada bulunur. 16 Temmuz Müzeyyen Senar'ın doğum günüdür ve programdan sonra kutlama yapmaya karar verilir. Ama Zeki Müren başka bir gazinoyla anlaştığı için gitmek ister, yemeğe bile kalmaz. Zeki Müren'in bu gidişini Müzeyyen Senar asla affetmez. Bu olaydan sonra daima aralarında bir mesafe olur. O ilk yıllardaki samimiyet geri gelmez. Açıkça ifade etmek gerekirse Zeki Müren'e hiçbir zaman güvenmez."

* VEHBİ KOÇ İLE KURULAN BÜYÜK DOSTLUK


Dikici, 1939'da tanışan Müzeyyen Senar ile Vehbi Koç'un dostluğunu da şu sözlerle anlatıyor: "1945'te Müzeyyen Senar arkadaşları ile Pandeli'ye yemeğe gelir. Orada karşılaşırlar ve ayak üzeri sohbet ederken Vehbi Bey, Müzeyyen Senar'ın telefonunu alır. Bir hafta geçmez Vehbi Bey telefon edip yemeğe gelmek istediğini söyler. Yemekte kocası, Sadi Işılay ve Şerif İçli de vardır. Vehbi Bey, Müzeyyen Senar'ın programı olduğunu bildiği için izin ister. Ama kalkarken de, 'Müzeyyen Hanımcığım, gazinoya gelip sizi dinleme şansım yok. Taş plaklar doyurucu değil. Eğer haftada bir yemeğe davet edip birkaç şarkı söylerseniz mutlu olurum' der. Müzeyyen Senar, ertesi hafta telefonla arar ve cumartesi sabahı kendisini beklediğini söyler. Sadi Işılay, Şükrü Tunar ve İsmail ve Kadri Şencalar da yemektedir. Sazlı sözlü bir akşam geçirirler. Vehbi Bey ertesi hafta daha kalabalık arkadaş grubuyla gelir. Ziyaretler sıklaşır. Ama her zaman, gelmeden en az bir gün önce telefon eder ve 'Abla, siz ve Ercüment Bey müsaitseniz gelmek istiyoruz' diyerek ve izin ister. Bu konuda çok hassas ve naziktir. Bu ev toplantıları, Senar'ın İstanbul'da bulunduğu ve başka mazeretinin olmadığı günler boyunca 1950'nin başlarına kadar devam eder."

İLK TOKADINI HOCASINDAN YEDİ


* İlk radyo konserini 1932'de İstanbul Radyosu'nda verir. Radyoda ilk okuduğu şarkı, Şemsettin Ziya Bey'in "Güvenme hüsnüne bu çağın geçer" adlı Kürdilihicazkâr şarkısıdır.


* İlk defa 1933'te, Belvü Bahçesi'nde solist olarak sahneye çıkar. Bunun için yaşı büyütülür. İlk okuduğu şarkı " Hançer- i ebrusu saplandı dile" adlı Astik Ağa'nın Kürdilihicazkâr şarkısıdır.


* İlk taş plağı 1933'te doldurur. İlk şarkı "Ümitlerim hep kırıldı, yarim artık gelmeyecek" adlı Yesari Asım Arsoy şarkısıdır. Aynı gün 10 taş plak doldurur.


* İlk turnesine 1935'te çıkar. Sırayla Antalya, Ankara, Bursa ve Eskişehir'e giderler. Orada ilk eşi Ali Senar ile karşılaşır. 1936'da evlenirler. Kayınvalidesi Hadiye Hanım bu evliliğe şiddetle karşı çıkar. Müzeyyen Senar "Kavınvalidelerim hep oğulları ile evlenmeme karış çıktılar. Birincisi hadi neyse de, unutmayın ki Ercüment Işıl benimle evlendiğinde, 24 yaşında, bir çocuklu duldum. Acaba kayınvalidelerim haklı mı idi?" der.


* İlk çocuğu Ergun'u 1936'da doğurur.


* Atatürk'ün huzurunda ilk olarak 1936'nın aralık ayında konser verir.


* İlk tokadı Mesut Cemil Bey'den bir radyo emisyonu sonrasında yer. Söylediği şarkının sözlerini unutup başka bir şarkının sözleriyle söyleyince kapıda programın bitmesini bekleyen hocası Mesut Cemil Bey ile karşılaşır. Tokadı yiyen Senar, "Hocamdı, ne yapsa haklıydı" der.


Bookmark and Share

Nenhum comentário: